Edirne’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ’Selimiye Camii Çevresi ve Kentsel Tasarım Projesi’ kapsamında yapılan kazı çalışmalarında Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen aile mezarlığı bulundu. Edirne’de Mimar Sinan’ın Ustalık eseri olan Selimiye Camisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ’Selimiye Camii Çevresi ve Kentsel Tasarım Projesi’ kapsamında çevre düzenlemesi başlamıştı. Proje kapsamında kazı çalışmaları sırasında Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen aile mezarlığı bulundu. Çıkarılan iskelet parçaları İncelenmek üzere Edirne Müzesine götürüldü. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç Edirne’nin tarihinin çok eski olduğunu ve bu tarz mezarların bulunması gayet normal olduğunu belirterek, “Selimiye’nin önünde bulunan meydan Edirne’nin en önemli tarihi alanlarından biri esasında. Biz bunu yıllardır biliyoruz. Daha önce burada olan çalışmalarla olsun gayet iyi tanıdığımız bölge. Burada bir mezarın çıkması bir rastlantı değil. Hiç şaşırmadık burada bunu bekliyorduk. Süreç olarak da şaşırmadık. Daha önceki çalışmalarda da daha geç dönemlere ait mezarlara rastlamışlardı. Bunlar bizim lejyoner tipi olarak bildiğimiz mezarlar olarak karşımıza çıkmıştı. Bu nekropol alanı büyük bir nekropol alanı ve geniş bir sahaya yayılmakta. Daha çok aşağılara kadar gittiğini biliyoruz bunun. Hatta hayli bir geniş alan olduğunu ama zaman içinde buradaki imar ile birlikte yok olduğunu biliyoruz. Nedenini derseniz Roma döneminde Edirne şehrinin kurulmasından sonra Edirne’nin akropol alanı ve kutsal tapınaklarının bulunduğu bir yer. Şuanda Selimiye Camisinin bulunduğu yerde Zeus tapınağı bulunuyordu. Onun hemen yakınında Bir Nike tapınağı ve Hera tapınağı bulunuyordu. Buradaki tapınaklar hakkında bilgimizde Edirne’de basılmış olan Roma devri sikkelerinden anlaşılmakta” dedi. Yapılan kazı çalışmalarından daha dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Beksaç, “Yapılan çalışmalarda daha dikkatli olunması gerektiği kanısındayız. Çünkü bu bölge ve çevresinde başka mezarlıkları bekliyoruz. Özellikle Edirne’nin 121, 126 sürecinde kurulmuş olmasından dolayı 2. Yüzyıldan sonra 3. ve 4. Yüzyıla bağlantılı mezarları bulmamız her an mümkün. Burada bulunan iskelet olsun diğer buluntular olsun korumaya alınıyor” ifade etti.