Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Fox TV'de İlker Karagöz ile Çalar Saat programının konuğu oldu. Video konferans ile uzaktan bağlantıda konuşan Zeydan Karalar önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Zeydan Karalar'ın konuşmalarından önemli satır başları:

Bugün portakal çiçeği karnavalının başlangıç günüydü. 1 Milyon insanın içerde ve dışarda Adana'yı hareketlendireceği özel ve güzel bir gün olacaktı. İlk önce koronavirüsün geçmesi lazım. Tabi ki esnafın kaybını gidermesi için çeşitli etkinlikler düşünüyoruz. Şuanda bütün odak noktamız koronavirüsün atlatılmasıyla ilgili.

Çin'de virüs vuku bulur bulmaz Bilim Kurulu Üyemiz Prof. Dr. Yeşim Taşova hocamız ile bir bilinçlendirme toplantısı yaptık. Öncelikle kendi insanlarımızı ve belediye personelimizi bilinçlendirdik. Ardından Valimiz ile birlikte ortak 1 Milyon buröşür bastırdık. Bütün Adana'yı bilinçlendirme afişleriyle donattık. Virüsün yayılmasını engellemek için hangi tedbirlerin alınması gerekiyorsa takip ederek bunları yapmaya başladık. Adana Valiliği de biz de büyükşehir olarak kriz masası oluşturduk.

Adana'da koronavirüs vakası dün itibariyle 200'ü aşmış değildi. Adana bütünüyle STK'lar, Valilik ve belediyeler uyum içerisinde çalışıyor. Tedbirlerin olumlu sonuç vermesini bekliyoruz. Dikkatliyiz, yapmamız gereken herşeyi yapıyoruz. Adana şuanda vaka sıralamasında beşinci. Eğer Katar'dan, umreden, Kıbrıs'tan insanlar gelmeseydi bu rakamlar yarı yarıya olacaktı. Sadece umre demek doğru olmaz ama umreyi bunun dışında tutmak da doğru olmaz.

Adana'da E-5'in güneyi yasağa uymamaya çalışıyor. Hani hep diyorlarya "Evde kal, evinde kal, sağlıklı kal" adam inşaata gidiyor, iş oluyorsa çalışıyor, evine ekmek götürüyor. Bir kere bu insanları evden dışarı çıkarmıyorsunuz. Bütün dükkanları kapattınız bu insanların hiçbir geliri yok. Dün kebapçılar bana mesaj atıyor, "Başkanım sen de kebap yapıyorsun, bize sahip çık. İşe gidemiyoruz, hiçbir gelirimiz yok. Artık dayanamaz noktaya geldik" diyorlar. İnsanlar böyle olunca hayat çok daha önemli ama çocukların karınların doyması da önemli.

Politik sürtüşme ve tartışmanın zamanı değil ama elinizi vicdanınıza koyduğunuzda şunu söylemek gerekiyor. Bu kararı (belediyelerin başlattığı yardım kampanyası) cuma günü aldık ve biz sırayla yapacaktık. İstanbul, Ankara biraz erken başladı. Haftasonunda başlatılan faydalı bir işlemdi bu. Tamamen yetkimiz dahilinde. Hükümet pazartesi başlattı. Biz hükümetin aldığı karara inaden, istinaden onlara karşı bir karar almış değiliz. Tabi ki hükümet de bir karar almıştır, ben bunu eleştirmiyorum ama biz de devletin bir parçasıyız. Devletin aykırı yapısı değiliz. Kim devlet içerisinde devlet olacak? Kim ayrı bir devlet düşünecek? Zeydan Karalar mı, Mansur Yavaş mı, Ekrem İmamoğlu mu, Osman abi mi, Vahap Seçer mi? Bu isimlerin hiç birinin devletin D'sinin dışına çıkma düşünceleri bile olamaz. Bizim bağış toplama yetkimiz var, çok net ve çok açık. 2860 sayılı yasaya göre valilikten izin almamız gerekir doğru ama 5393 sayılı yasa şartsız bağış alma hakkımızda meclisten onay almamız gerekiyor. Tamamen bizim yetkimizde olan bir bağışı toplamak istedik. Şunu söyleyeyim Türkiye'nin çok ciddi kamplaştığını herkes kabul ediyor değil mi? Hiçbirimizin arzu ettiği bir iş değil. Umarım dersler çıkarırız ve bu dayanışma devam eder ve bu kamplaşma biter. Hükümetin başlattığı bağış kampanyasına  bağış yapmak isteyen milyonlarca insan var bu çok doğal. Biz de hükümet olsaydık bizim de bağış kampanyamıza destek olmak istemeyecek bir takım insanlar olacaktı. Onların da bağış yapmalarını sağlamak daha faydalı olmaz mıydı?