Sosyal medyada diş macunlarında yer alan florür maddesiyle ilgili, ‘çocuklarda zekâ geriliğine yol açıyor’ gibi bilimsel verilere dayanmayan iddiaların sakıncalı olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Özge Bektaş florürün diş çürüğüne karşı etkisinin kanıtlandığını ve çocuk diş sağlığı bakımından son derece güvenli olduğunu söyledi.

Başta diş macunu olmak üzere pek çok gıdada da kullanılan florürün kullanımının sağlığa zararlı etkilerinin olduğu, toksik özelliği ile zeka geriliğine yol açtığı şeklindeki haberler, aileler tarafından endişeyle karşılandı. Son dönemlerde özellikle sosyal medyada florür ile ilgili bilimsel verilere dayanmayan yanlış ifadelerin yer aldığını belirten Beykent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özge Bektaş konuyla alakalı olarak bilgilendirmelerde bulundu. Bilgi kirliliğine sebep olan açıklamalardan uzak durulmasını söyleyen Bektaş, “Florür konusunda bilgi eksikliği veya yanlış yönlendirme sonucunda da koruyucu ve önleyici uygulamaları reddeden ebeveynler, diş çürüklerinin önlenmesine gereksinimi olan yüksek risk grubundaki çocukların korunmasını engelleyerek çocuklarının ağız ve diş sağlığını olumsuz yönde etkilemektedirler” dedi.

Diş çürüğünün oluşumunda temel olarak ağızda bulunan ve çürüğe neden olan bakteriler ile aşırı şeker tüketiminin de etkin olduğunu söyleyen Bektaş, çürükten korunmak için tükürüğün koruyucu özellikleri ve florürün etkili olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını hatırlattı.

’’Diş çürüğüne karşı etkisi kanıtlanmış’’

Çocuk hastalarda sağlığı tehdit eden hastalıkların aşı uygulamaları ile önlenmesi gibi florür uygulamalarının da diş çürüklerinin önlenmesinde etkisi kanıtlanmış ve düşük maliyetli bir yöntem olduğunu belirterek, bilimsel araştırmaların da florürün ağızda düşük dozda sürekli olarak bulunmasının diş çürüklerinin önlenmesinde ve diş minesinin ağızdaki asitlere karşı dirençli hale getirilmesinde oldukça etkili olduğunu gösterdiğini ekledi. Bektaş, bu nedenle florür içeren diş macunlarının dünya genelinde kullanıldığını söyledi.

’’Ağız ve diş sağlığı için florür şart’’

Bektaş, çocuk diş hekimliğinde özellikle 3 yaş altı çocuklarda görülen erken çocukluk çağı çürüğünün önlenmesi, çocuğun erken dönemde diş enfeksiyonu nedeniyle sorun yaşamaması ve genel anestezi altında diş tedavilerine gerek kalmadan uygun ağız diş sağlığının devamı için florürün oldukça önemli olduğunu söyledi.

“6 yaşından küçük çocuklarda yutma riskinden dolayı toksik riski azaltmak amacıyla yerel uygulamalarda jeller yerine florür verniklerinin kullanımı önerilmektedir. Bu çocuklarda, florür verniklerinin kullanımından sonra herhangi bir olumsuz etki meydana gelmemektedir, ama bu uygulamaların diş hekimi tarafından tükürük emici kullanılarak diğer kaynaklardan florür alımı ve çürük riski değerlendirilerek yapılması gerekmektedir.” diyen Bektaş, diş çürüklerinin önlenmesinde florür uygulamaları ile birlikte beslenmenin düzenlenmesi, ağız hijyeninin sağlanması, antimikrobiyal yaklaşımlar, düzenli diş hekimi kontrolünün de oldukça önemli olduğunu söyledi.

’’Günde 2 kere florürlü macunla fırçalamalı’’

Bektaş, çocukların diş hekiminin önereceği yöntemlerle florürden yararlanması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı;

“Sonuç olarak diş çürüklerini önlemek için kullanılan yerel florür ürünleri toksik dozda florür içermemektedir ve diş hekimleri tarafından doğru zamanda, doğru yöntemle, doğru konsantrasyon ve miktarda kullanıldıkları sürece güvenlidir. Diş hekimlerinin önerdiği uygun miktarlarda kullanılan florürün insan sağlığı üzerine hiçbir yan etkisi bulunmamaktadır. Günde 2 kere yaşa uygun konsantrasyon ve miktarda florürlü diş macunu ile dişlerin fırçalanması; diş hekimi tarafından belirlenen bireyin yaşına, gereksinimine ve çürük risk grubuna uygun periyodlarda yerel florür uygulamalarından yararlanılması diş çürüğünün azaltılmasında önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle özellikle bebekler, erken çocukluk çağındaki çocuklar, okul çağındaki çocuklar ve özel gereksinimli bireyler yaşa, çürük risk düzeylerine uygun olarak diş hekiminin önereceği yöntemlerle florürden yararlanmalıdırlar.”