Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Pakize Gizem Akgül, renkli sebze ve meyvelere daha çok yer açarak birçok sağlık sorunu ile baş edilebilineceğini söyledi.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Pakize Gizem Akgül, güçlü bağışıklık sistemine giden yolun sağlıklı beslenmeden geçtiğine dikkat çekerek, “Sofralarımızda renkli sebze ve meyvelere daha çok yer açarak, öğünlerimizi kırmızı, yeşil, sarı, turuncu, beyaz ve kahverengi besinlerle zenginleştirerek pek çok sağlık sorunu ile daha kolay baş edebiliriz” diye konuştu.

Kırmızı renkli besinler, kansere karşı koruyucu

Kırmızı renkli meyve ve sebzelerin, likopen, antosiyanin ve kuarsetin içerdiğini kaydeden Beslenme ve Diyet Uzmanı Pakize Gizem Akgül, “Likopen; meme, cilt ve prostat, kalın bağırsak kanseri ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu bir etki gösterirken antosiyaninler de beyin fonksiyonlarının korunmasının yanı sıra kalp ve kanser hastalığına karşı koruyucu görev yapıyor. Kuarsetinin de enfeksiyon riskini azaltırken fiziksel ve zihinsel performansın artırılmasına destek oluyor. Elma, pancar, kırmızı biber, kan portakalı, kiraz, kızılcık, goji berry, kırmızı soğan, kırmızı üzüm, nar, kırmızı turp, çilek, domates ve karpuz, kırmızı hindiba sofralarımızın kırmızı renkli besinleri olarak öne çıkıyor” dedi.

Turuncular, vitamin deposu

Turunçgillerin, tatlı patates, zerdeçal, kış kabağı, kavun, havuç, şeftali ve mango, beta karoten ve biyoflavonoid yönünden zengin içeriğe sahip olduğunun altını çizen Akgül, şunları söyledi:

“Beta karotenin A vitaminine dönüşerek daha iyi görmeyi destekler ve bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olur. Ayrıca beta karoten, üreme ve kemik sağlığını olumlu etkiler. Yağda çözünebilir olduğu için yağ içeren besinlerle tüketimi önerilir. Biyoflavonoidler ise suda çözünebilen ve C vitamini içeren besinlerde bolca bulunur. Kalp hastalıkları ve kansere karşı koruyucudur. Kemik ve dişlerin güçlenmesine yardımcı olur. Bu renkteki besinler cildi güzelleştirir. Yeşil renkli sebze ve meyveler, sağlığımız üzerine olumlu etkilerini en çok konuştuğumuz besinlerin başında geliyor. Pazı, maruz, pancar, tere, roka, ıspanak ve karahindiba gibi yeşil yapraklı olanların yanı sıra yeşil elma, avokado, yeşil biber, yeşil zeytin, armut, kuşkonmaz, yeşil kabak, kereviz, brokoli, Brüksel lahanası, salatalık de öğünlerin yeşil renkleriyle sağlığı sofraya taşır. Yeşil besinler, kateşin, sülforafan, fitosterol, epigallokate ve pek çok fenolik bileşik içeriyor. Bu bileşikler de kansere ve enflamasyona karşı koruyucu, hücre sağlığının korunmasına yardımcı, kalp-damar sağlığına katkı yapıcı yönleriyle öne çıkıyor. Ayrıca sofralarımızdaki yeşil renk, cildin de en büyük destekleyicisi.”

Sarı renkle gelen sağlık

Muz, sarı elma, zencefil kökü, limon, ananas, patates, mısır, sarı biber, armut ve zerdaçalın lutein, zeaksantin içerikleriyle kansere ve enflamasyona karşı koruyucu, hücre sağlığını destekleyici, kalp-damar sisteminin dostu bir yapısı olduğunu ifade eden Pakize Gizem Akgül, “Ayrıca sarı renkli yiyecekler zihni kuvvetlendiriyor, görmeyi güçlendiriyor ve cilt sağlığını destekliyor. Mor renkli yiyeceklerin faydaları deyince akla ilk gelen, bu besinlerin yaşlanma karşıtı oldukları, bilişsel gücü destekledikleri, kan şekerini dengeledikleri ve kalbi korudukları oluyor. İçeriklerindeki antosiyanidin, prosiyanidinler, resveratrol ve hydroksistilbenes sayesinde aynı zamanda bu besinler kansere ve enflamasyona karşı koruyucu özellik gösterir. Bu renkteki en faydalı yiyeceklere örnek; yaban mersini, kara lahana, patlıcan, siyah incir, siyah zeytin, erik, üzüm, kuru koyu renk meyveler ve şalgam olabilir” ifadelerini kullandı.

Sarımsak, beyaz renkli besinlerin önde geleni

Tek başına tüketilmese de yemeklerin hem tadını hem de besleyiciliğini artıran beyaz ve kahverengi yiyeceklerin de unutulmaması gerektiğini anlatan Pakize Gizem Akgül, şöyle devam etti:

“Hindistan ceviz, çay, tahıllar, tahin, mantarlar, baklagiller, sert kabuklu meyveler, tohumlar, sarımsak, kahve, kakao, soğan ve karnabahar, soframızın kahverengi ve beyaz besinlerini oluşturuyor. Bu besinler allisin, lignanlar, sesamin, tanenler gibi pek çok önemli bileşiği içeriyor. Burada sarımsak, allisin bileşiği ile antibakteriyel etki gösteriyor, hipertansiyon ve kolesterol yüksekliğinde düşürücü etki yapabiliyor. Sarımsağı ezerek tüketmek içindeki bileşiklerden daha fazla yararlanmayı sağlıyor. Ayrıca soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı koruyucu. İçerdiği kükürtlü bileşiklerden dolayı kokusu çok sevilmese de özellikle kış mevsiminde havalarda yemeklerinize, salatalarınıza, yoğurtlarınıza bir diş sarımsak ekleyerek daha sağlıklı olabilirsiniz.”