Dünya'dan Gökhan Turhan'ın kaleme aldığı yazıya göre; Adana denince akla her ne kadar ilk Çukurova gelse de kentin adını andığımızda yanına “kebap” eklemeyi de ihmal etmiyoruz.

Arapça'da “pişmiş ve kızarmış et” anlamına gelen “kabab” sözcüğünden gelen kebap, Kol Ali’nin Kıssa-i Yusuf (Yusuf ’un hikayesi) eserinde karşımıza çıkıyor. Kebabın var oluşu ise oldukça eski aslında. Akad dilinden Aramice’ye kadar benzer şekilde ifade edilen kebap, Sümer dilinde yine bu anlamda kullanılan “kab” sözcüğüne de rastlıyoruz.

Adana ve Urfa ile özdeşleşmiş olsa da kebabın deyim yerindeyse bin bir çeşidi var. Çömlek, Bahçıvan, Fıstıklı, Orman, Cağ, İstim, Kuyu, Çardak, Beyti, Biber, Bomonti, Emet, Patlıcanlı Paşa Kebabı aslında bu listenin arasından öne çıkanlar.

ADANA'NIN KEBAP İLE TANIŞMASI

Gelelim Adana’nın kebap ile tanışmasına. Arkeolojik kazılardan elde edilen bilgilere göre yaklaşık 4 bin yıl önce Çukurova’da mangal yakıldığı ortaya çıktı. Adana ise resmi olarak 1800’lü yılların ikinci yarısında, günümüz kent sınırları içerisindeki tarihi bir çarşı olan Kazancılar’da kebap ile tanışıyor.

Adana’nın sembol isimlerinden Sağır Sülo’nun büyük dedelerinden biri, işte bu çarşıdaki Tarihi İstanbul Lokantası’nda zırhlanmış eti şişlerle buluşturarak Adana Kebabı adını verdiği yemeği yapıyor ve servis ediyor. Oldukça beğenilen Adana Kebabı, çevre kentlerde de büyük ilgi görüyor.

FRANSIZ ASKERLER KEBABI YASAKLADI

Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan kıtlık günlerinden etkilenen kebap, 5 Ocak 1922’de sona eren Fransız işgaline kadar büyük yara aldı. Ancak etin yokluğundan değil, şişin olmayışından. Kenti işgal eden Fransız güçleri, silah olarak gördüğü her şeyi yasakladıkları için şişin yanında kıyma için yapılan zırh adlı bıçak da nasibini aldı. Hatta anlatılanlara göre birçok Adanalı usta, kebap yaptığı için Fransız askerlerinden dayak bile yedi.

DİĞER KEBAPLARDAN AYIRAM ÖZELLİĞİ

Adana’yı diğer kebaplardan ayıran en temel özelliği ise kullanılan et olarak bilinir. Et, doğal ortamda ve kendine has bir floraya sahip bölge yaylalarında yetiştirilmiş erkek koyunlardan elde edilmiş olması gerekir.

Ayrıca yapılırken kullanılan kırmızı pul biber de onu Urfa’dan ayırır. Adana’yı yaparken kesinlikle yağ kullanılması gerekir. Ama bu bildiğimiz sıvı ya da katı yağ değil tabii ki. Kıymaya kuyruk yağı konulması şart.

Evde yapılması oldukça zor olan bu kebabı illa evde yapılmak isteniyorsa karşılacak en temel sorun etin şişten düşme durumu. Bu sebeple eti kesinlikle bir süre dinlendirilmeli. Böylece 1 saat buzdolabında bekleyen et, şişten kolay kolay düşmeyecektir.