Zenginlik içinde büyüyüp devlet memuru olan 94 yaşındaki Mehmet Tekerlek’in hayatı, görev için gittiği mahallede gördüğü yoksul insanlardan sonra değişti. Mehmet Tekerlek, 58 yıldır ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşuyor.

1926 yılında kentin en zengin ailelerinden olan Tekerlek Sarıklı Hacı Mustafa’nın torunu olarak dünyaya gelen Mehmet Tekerlek, 20 yaşına geldiğinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığında memur olarak işe başladı. Zenginlik içinde yaşayan Tekerlek, görev için gittiği bir mahallede yoksul insanları görünce hayatı bir daha eskisi gibi olmadı.

Mahalleye yakın bir yerde ev tutan Tekerlek, bekar olduğu için yemeğini lokantalarda yiyordu. Mehmet Tekerlek bir gün işten geç dönünce girdiği lokantada yemek yerken ‘artık müşteri gelmez’ diye kalan yemeklerin çöpe döküldüğünü görünce, 58 yıldır yanacak olan bir iyilik meşalesinin fitilini ateşledi.

“Topla dağıt, dinsin ağıt”

Lokanta sahibiyle konuşarak hem büyük bir israfı önleyen hem de yoksullara yemek götüren Mehmet Tekerlek, ”Yemekleri döküldüğünü görünce ‘aman yavrun neden döküyorsunuz bunu’ dedim aban ‘bundan sonra müşteri gelemez’ dediler. Ben de, bu yemekleri dökeceğinize bize verin dedim onlarda çok memnun oldular bizi de vebalden kurtardın dediler. Daha sonra diğer lokantalarda duymuşlar ve bana ‘ bizde de çok dökülen yemek var, bizimkileri de alır mısın dediler ve ondan sonra hepsini toplamaya başladım. Böylece açlar doydu, hem o nimetler dökülmekten kurtuldu. Topla dağıt, dinsin ağıt sözümüz de oradan geliyor” dedi.

Üstün hizmet ödülüne layık görüldü

Valilik ve belediye kanalıyla 2007 yılında yaptığı hizmetlerin duyulması sonrası Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kendisine üstün hizmet madalyası verilen Tekerlek, ömrünü adadığı iyilik nedeniyle evlenmeye vakit bulamadı.

Yardıma muhtaçlar için kafasında kurduğu projeleri hayata geçirirken evlilik için zaman bulamadığını kaydeden Tekerlek, “Bazı projelerim vardı, şu şu işleri yaparsam evlenirim demiştim ama onlarda bir türlü bitmek bilmedi” ifadelerini kullandı.

“Zamanımı hiç boşa harcamadım”

Ömründe hiç kahvehanelere gitmediğini söyleyen Mehmet Tekerlek, nerede bir ilim toplantısı varsa hep orada olduğunu belirtti. Ömrünün önemli bir kısmını yoksullara adayan Tekerlek, yardım götürdüğü ailelerin çocuklarının kendisini tanıdığında ellerine sarılarak öpmesini hiç unutamadığını ifade etti.

2 yaşında babasını kaybeden Ömer Sözcü, kendisine ve 2 kardeşine sahip çıkan Mehmet Tekerlek’ten iyilik bayrağını taşımak için ‘babam’ dediği Mehmet Tekerlek ile dükkanları dolaşarak verilen yardımları yerlerine ulaştırıyor. Gittiği yerlerde beni ‘Halefi’ olarak tanıyor diyen Sözcü, “Kendi salef ben onun halefiyim. Şimdi bu bayrağı devralıyoruz inşallah bu bayrağı ne kadar ileriye taşırsak bizim için gurur ve şeref olur” dedi.

“Zenginliği elinin tersiyle itiyor”

Manevi babasının yardım toplamak ve dağıtmak için zenginliği bir kenara ittiğini kaydeden Sözcü, “Ailesi zamanında ona ‘bizim buna ihtiyacımız mı var, gerek yok biz zenginiz’ diyor. O da tamam babama ama bizin iyiliğe ve duaya ihtiyacımız var, buna ihtiyacımız olduğu için ben sizin zenginliğinizi istemiyorum diyor. Ailesi olmaz sen bizim oğlumuzsun evin en büyüğüsün diyor ama babam siz mallarınızı alın ben kendimi fakirlere adadım, bu yolda devam edip gideceğim diyor” ifadelerini kullandı.

İlerleyen yaşına rağmen verilen yardımları toplayarak ihtiyaç sahiplerine götüren Mehmet Tekerlek, gündüz erken saatlerde başladığı iyilik hareketini akşam hava kararıncaya kadar sürdürüyor. Yürümekte zorluk çekse de elindeki bastonu ve manevi olunun desteği ile iyiliğe devam ediyor.