6 Şubat 2023 Pazarcık Depremi sonrasında yapılan stres analizleri, halihazırda depremde müthiş bir yıkım yaşamış olan Hatay civarındaki fayların üzerine daha da çok yük bindiğini göstermişti. Gerçekten de Hatay, 20 Şubat 2023'te 6.4 ve 5.8 büyüklüğünde iki depremle sallanarak bu yükünü boşalttı.
17 Şubat 2023 tarihinde Doğu Anadolu Fayı'nın ilgili kısımlarındaki Coulomb statik stresi birikiminin değişimi. Kırmızılar daha riskli hale gelen, maviler daha az riskli hale gelen fayları göstermektedir. Hatay-Kıbrıs Yayı üzerindeki stresin arttığına dikkat ediniz. Bu fay, 20 Şubat günü 2 depremle kırılmıştır. Kaynak: Ziyadin Çakır
Faylardaki stres değişimini gösteren bir diğer analiz. Bu analizde de, Hatay yönündeki faylarda daha yüksek stres birikimi (kırmızı bölgeler) oluştuğuna dikkat ediniz. Yine, 20 Şubat 2023 Hatay Depremleri aracılığıyla bu yük boşalmıştır. Kaynak: Temblor
Yukarıdaki iki analizin işaret ettiği bir diğer riskli bölge, Adana yönündeki risk birikimiydi. Bu durum, Adana'da bu aralar büyük bir deprem beklenip beklenmediği konusunda endişelere yol açtı. Bu yazımızda, bu endişelerin ne kadar yerinde olup ne kadar olmadığını bilimsel verilerle anlatmaya çalışacağız.
Adana Neden Bu Kadar Hasar Gördü?
Öncelikle, Adana'nın Doğu Anadolu Fayı'na pek de yakın olmadığı gerçeğini vurgulayarak başlayalım: Adana'nın ülkemizdeki en büyük 2 fay hattından birine olan mesafesi yaklaşık 100 kilometre kadardır.
Adana ve Doğu Anadolu Fay Hattı Kaynak: USGS
Bu şaşırtıcıdır, çünkü depreme oldukça uzakta olan Adana'da 13 apartman yıkıldı, 34 vatandaş sağ olarak kurtuldu, 418 vatandaş ise ne yazık ki hayatını kaybetti.[1] Bunun yakın nedeni, bölgenin 7 şiddetinde sarsıntılar deneyimlemiş olmasıdır. Bu yüksek şiddetli sarsıntılara neden olan nihai nedense, Adana'nın kaya üzerine değil, sedimenter havza (çökel havza) üzerine kurulmuş olmasıdır. Sismik dalgalar, sedimenter kayaçlardan geçerken yavaşlarlar ve bu da deprem dalgalarının şiddetinin artmasına neden olur.
Adana'da Büyük Bir Deprem Olası mı?
Adana'da bir deprem beklentisi olup olmadığını görmenin en etkili yollarından biri, 6 Şubat 2023 depreminden sonra bölgede yaşanan artçı depremlerin yer ve büyüklük dağılımına bakmaktır. Zira 28 Şubat 2023 tarihinde AFAD Deprem Dairesi tarafından yapılan açıklamaya göre, 6 Şubat-28 Şubat tarihleri arasında bölgede 10.000'den fazla artçı deprem yaşanmıştır. Bunların zamana ve mekana göre değişimi aşağıdaki gibidir:
6 Şubat 2023 Pazarcık Depremi sonrasında yaşanan artçı depremlerin mekana göre değişimi (yukarıdak) ile zamana göre büyüklük değişimi (aşağıda). Kaynak: Gilles Mazet-Roux
Görüleceği üzere, zaman geçtikçe artçıların büyüklükleri hızla azalmaktadır. Büyük depremden bu yazının yazılmasına kadar geçen süre 3 haftayı bulduğu için, yoğun artçı deneyimleyen bölgelerde bile bu artçıların büyüklüğü dikkate değer miktarda azalmıştır. Elbette arada büyük artçılar yaşanmaya devam etmektedir; ancak artçıların ortalaması, sismolojinin yıllardır öngördüğü gibi giderek azalmaktadır. Bu artçıların 6 aya kadar, hatta bir ihtimal 1 yıla kadar devam etmesi beklenmektedir.
Ne var ki bu artçıların neredeyse hiçbiri Adana civarında değildir. Adana civarındaki artçıların büyüklüğü ise göz ardı edilebilecek kadar küçüktür. Bu, Adana için iyi haberdir! Çünkü artçıların yeri ve büyüklüğü, civardaki faylardaki stres değişimleri hakkında bilgi vererek buralardaki büyük depremlere yönelik beklentilerimizi netleştirmemizi sağlar.
Adana'yı Tehdit Edebilecek Faylar
En yukarıda verdiğimiz ve Hatay Depremi'ni öngörmemizi sağlayan haritanın Hatay Depremi sonrasındaki versiyonu şu şekildedir:
6 Şubat ve 20 Şubat depremleri sonrasında faylardaki stres değişimi. Kaynak: Ziyadin Çakır
Görülebileceği üzere, Adana'nın güneydoğusundan bir fay geçmektedir. Yukarıda yapılan stres modeline göre bu faydaki stres, depremlerden sonra artmamış, tam tersine bir miktar azalmıştır. Bu durum, bu fayın kayarak depreme sebep olma ihtimalini azaltmaktadır.
Japonya'nın uyduları tarafından çekilen görüntülerde Adana'nın güneydoğusundaki fayda hareket görülmektedir. Kaynak: GSI
Uzaydan çekilen fotoğraflarda da bu fayın deprem sırasında bir miktar hareket ettiği görülmektedir (aşağıda). Bu, fayın daha tehlikeli olduğu anlamına gelmemektedir; sadece burada gerçek ve aktif bir fay hattı olduğunu göstermektedir. Unutmayın: Civardaki bir deprem, etraftaki fayları illa riske atacak şekilde tetiklemek zorunda değildir; onları gevşeterek riski azaltabilir de - bunu, yukarıdaki stres değişimi haritalarından da görebiliyoruz.
Adana civarındaki yer hareketlerini gösteren bir diğer interferometre haritası. Kaynak: Twitter
Bu hareketin yaşandığı yer, 2016 yılında Ömer Emre ve arkadaşları tarafından çıkarılan "Türkiye'nin Aktif Fay Haritası"nda 216 numaralı faya karşılık gelmektedir:
Kaynak: Bulletin of Earthquake Engineering
Ancak bölgede dikkate değer bir artçı yaşanmamış olmasından ötürü, burada riskin arttığını söylemek mümkün değildir. Yine de bölgenin daha iyi çalışılması ve gelecekteki riskin daha net olarak belirlenmesi elzemdir.
Peki Ya Savrun Fayı?
Yukarıdaki stres değişimi grafiklerini inceleyecek olursanız, Savrun Fayı üzerinde ciddi bir stres artışı olduğu görülmektedir. Bu durum, birçok kişinin endişelenmesine neden olmaktadır.
Burada anlaşılması gereken kritik nokta şudur: Elimizdeki modeller, gerçeği olabildiğince gerçekçi bir şekilde yansıtmaya çalışıyor olsa da, en nihayetinde bir "model" oldukları ve hata yapabilecekleri hatırlanmalıdır. Örneğin depremlere tarihsel olarak baktığımızda, büyük depremlerin birçoğunun halihazırda kaymış bölgelerde tekrardan büyük depremlere neden olmadığı görülmektedir. Artçı depremlerin haritası tekrar incelenecek olursa, bölgedeki sismolojinin son derece karmaşık olduğu ve Coulomb stres modellerinde hatalı pozitiflere neden olabileceği görülmektedir.
Dahası, Savrun Fayı da Adana'ya pek yakın bir fay değildir. Öte yandan fayın yönelimi, bu fay üzerinde büyük bir deprem olması halinde fayın Adana'ya daha yakın bir noktaya kayabileceğini göstermektedir. Yukarıda bahsettiğimiz fay haritasında, 222 numaralı Savrun Fayı'nın Adana'ya doğru devam ettiğine dair herhangi bir bulguya ulaşılmamıştır.
Elbette, fay haritaları da kusursuz değildir; dolayısıyla Savrun Fayı'nda başlayacak bir deprem, Adana'ya kadar uzanabilir. Şu anda elimizde olan bilgilerle, böyle bir senaryonun çok da olası olmadığını söylemek mümkündür.
Sonuç: Asıl Neden Endişelenmeliyiz?
Buraya kadar ele aldığımız tüm kanıtlar gözetildiğinde, şu anda Adana'da büyük bir depremin yaşanması için sağlam bir gerekçe gözükmemektedir. Bu durum, yeni veriler ışığında veya modellerin hata payları çerçevesinde değişebilir.
Asıl endişe verici olan, 2015 yılında yayınlanan bir akademik çalışmada, Adana'daki binaların inşasına yönelik yönetmeliğin, sismik haritalardaki yer hareket hızlarıyla örtüşmediği tespitidir. Bir diğer deyişle, Adana'daki binalar belli bir yer hareketine dayanacak şekilde inşa edilmektedir; fakat sismolojik olarak Adana'da oluşacak yer hareketleri, yönetmeliğin öngördüğünün çok üzerindedir. Bu durum, "depreme dayanıklı" olarak addedilen binaların gerçek bir depremde yıkılabileceği korkusunu doğurmaktadır.
Dahası, 2023 depremlerinde 7 şiddetinde sallanan Adana'daki binalar, dışarıdan kolay kolay tespit edilemeyecek biçimde hasar görmüş olabilir. Bu durum, bölgede yaşanacak daha küçük depremlerin bile daha büyük yıkıma neden olmasına sebep olabilir.
Tüm bunlar ışığında, Adanalıların binalarını güvenilir mühendislere ve firmalara test ettirmeleri, kullanılan sismik haritaların güncel olduğundan emin olmaları, yerel yönetimlere yapılacak başvurular üzerinden sismik haritaların güncellenmesinin sağlanmasını ve bu yeni yönergelere uygun olmayan binaların yıkılıp yeniden yapılmasını veya güçlendirilmesini talep etmeleri elzemdir. Zira hemen bir deprem beklentisi içinde olmamak, gelecekte bu tür yıkıcı depremlerin deneyimlenmeyeceği anlamına gelmemektedir.
Evrim Ağacı'nda yayınlanan makalenin tamamına ulaşmak için tıklayın.